Üniversiteye başlamak demek yepyeni bir hayata adım atmak demek. Yeni şehir, yeni arkadaşlar, yeni bir düzen… Hele ki ailenizden uzaktaysanız, başta biraz göz korkutucu olabilir. Ama panik yapmayın, herkes aynı yollardan geçiyor. İşte 2019 yılı itibarıyla üniversite hayatına daha kolay alışabilmeniz için altın değerinde 6 tavsiye:
Yeni bir şehre, tanımadığın bir ortama gelmek kolay değil. Yalnız kalma korkusu, "Kiminle arkadaş olmalıyım?" soruları kafanı kurcalayabilir. Bu çok normal. Ancak unutma, kuracağın arkadaşlıklar bu yeni hayatında sana en büyük destek olacak.
Ama dikkat! Her yakın davranan, seni gerçekten seven biri olmayabilir. Üniversite ortamında "ders notu için arkadaş", "evde kalmak için arkadaş" gibi menfaatçi yaklaşımlarla da karşılaşman olası. Bu nedenle sana değer veren, yanında samimiyetle duran, zor anlarında seni yalnız bırakmayan insanlarla arkadaşlık kurmaya çalış. Gerçek dostlar, işine yaramadığın anlarda da yanında kalanlardır. Bu yüzden arkadaşlarını özenle seç; ileride belki de hayat boyu sürecek dostlukların temelini atıyorsun.
Bu, üniversiteye başlayan herkesin kafasını kurcalayan sorulardan biri. Eğer ilk yılındaysan, çevreni henüz tanımıyorsan, yurtta kalmak çok daha mantıklı bir tercih olur. Hem şehirle tanışırsın, hem arkadaş ortamı kurarsın.
Devlet yurtları uygun fiyatlıdır ama biraz kalabalık olabilir. Eğer daha rahat bir yaşam tarzına sahipsen özel yurtlar senin için daha uygun olabilir. "Ev ortamı olsun, rahat edeyim" diyorsan bu da güzel bir seçenek. Ama unutma, evde sorumluluk daha fazla. Kira, fatura, temizlik, yemek, ev alışverişi… Hepsi senin işin olacak. Ayrıca ev arkadaşını çok iyi seçmelisin. En yakın arkadaşınla bile eve çıktığında sorunlar yaşayabilirsin.
Boş boş oturursan şehirden, okuldan, hatta hayattan bile sıkılabilirsin. Bu yüzden kendine mutlaka bir uğraş edin. Üniversitelerde birçok öğrenci kulübü, sosyal faaliyet, konser, tiyatro, seminer vs. düzenleniyor. İlgi alanına uygun kulüplere üye ol, aktif katılım göster.
İstersen dil kurslarına katılabilir, müzik veya resim gibi sanat alanlarında kendini geliştirebilir ya da gönüllü projelere dahil olabilirsin. Hem CV’ne katkı sağlar, hem de kendini iyi hissedersin. Unutma, kendine yatırım yaparsan gelecek sana yatırım yapar.
Ailenize fazla yük olmak istemiyorsan, part-time işler tam sana göre. Özellikle büyükşehirlerde öğrencilere yönelik çok fazla yarı zamanlı iş imkânı var. Garsonluk, kasa görevlisi, anketörlük, kütüphane görevlisi gibi işler hem deneyim kazandırır hem de harçlık sağlar.
Ama derslerini ihmal etmeyecek bir tempoda çalışmalısın. Kendi paranı kazanmak sana özgüven kazandırır, istediğin etkinliklere katılabilir, sosyal hayatını daha özgürce yaşayabilirsin.
Evet, sosyal olmak, eğlenmek güzel ama önceliğiniz eğitim olmalı. Üniversiteye gelme amacınızı unutmayın. Dersi boşladıkça kopmak çok kolay, toparlamak ise çok zor olur. Sınav zamanları yaklaştığında strese girmemek için düzenli çalışmak, not tutmak ve zamanı verimli kullanmak şart.
Eğer ev ya da yurt ortamı ders çalışmaya uygun değilse, üniversite kütüphanesi en iyi alternatiflerden biridir. Sessiz ve verimli bir ortamda çalışmak başarıyı getirir.
Lisede forma zorunluluğu vardı ama üniversitede özgürsün! Hangi kıyafeti giyeceğine kendin karar veriyorsun. Bu da sabah hazırlanma sürecini biraz daha eğlenceli (ve bazen zorlayıcı) hale getiriyor 😊
Kız öğrenciler için bu durum biraz daha önemli olabilir. Günlük kombin yapmak, şık görünmek artık senin elinde. Erkekler de bu konuda zamanla daha dikkatli oluyor. “Artık üniversite öğrencisiyim” havasını giysilerinle bile hissedeceksin.
Üniversite, hayatınızın belki de en güzel yıllarının başladığı yer. Bu süreci dolu dolu, bilinçli ve keyifli geçirirseniz hem eğitimde hem sosyal hayatta mutlu ve başarılı olabilirsiniz.
Unutmayın: Kendinize yatırım yapın, yeni insanlar tanıyın, sorumluluk alın ve eğlenmeyi de ihmal etmeyin!